-sende dil, bende ay tutulması-
her nefes alışında
bir yanardağ patlar bende
içimde lav
yakar damarlarımda gezeni
kaç ilmek çıkar saçlarından boynuma.
zamansız medcezirinde
har dalgan bir avuç kum götürür
beklerim
saklama eksikliğimi
titrediğinde ayazma
korkular salınıyordu üstüme
ipinden boşanırcasına
akıl dişimi çekiyordu sorular
atıyordu tutyalara çürüğü
kulağımda çın
her şey durmuştu
tutundum dilinin tutukluğuna
uzun bir cüceydi
varlık sebebim susku
kulağımdaki boşluk uyutmuyor sızılarımı
gör ki hastayım ve yenilmiş
köksüz ağaçlar
gün adaksız
şehir pus
dinledim zavallı geceyi karantinada
denize dökülemeyen sıcak bir dere
yalnızlığına dolanır kentin sokaklarında
sıkar kendi boğazını
sarılsam yarım kalmış sözlere
boğulur hüznüm
sevdiğim
çiçeğe su taşıyan ayakların
getirse papatyadan uçurtmalarını
camlara şiir yazan bir çocuğa...
ah be yüce isa, sensiz ne çabuk geçer zaman,
yıl oldu 2008, gün oldu son.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder