kadim hikayelerimde
bekleyen tortular
patlattı dağlarımı
bitirilmiş takvimlerde
satır baş
sütun giyotin
kuluçkada korkularım
kuşkuyu besler
hüznümün anakarası
tutunduğum son liman
niçin kapatırsın çağımı
fırtınalarında pusulasız kalırım
dizim çenemde seyrederim felaketimi
haydi söyle
niçin menteşesiz bulutların
bak
sabuntaşıyla çizdiğin sokaklar
çalakalem elllerinin karantinası
hüznümün kırık aynasını taşır
bak
kayboluyor yüzüm
yaşanmamışlardan düşen
sevdalarımın makası
durma söyle
niçin kesersin yollarımı
uyanıklığın mantığımın cunta halidir
dalgalarımın kırıcısı
niçin sevmezsin sarhoşluğumu
konuş!
hiç esrik olmadın mı
tutmadın mı bir kadının ellerini
titremedi mi hislerin
duygukırıcısı
kaç kez öldüm heveslerimle
barlarının körlüğünde
sevemem artık karton adamlarını
sahtelerinden kârlı çıkmadım
bakmak istemem natürmortlarına
yüzümdeki kılağıyla
haydi anlat durmaksızın
niçin yargılanır iyiliklerim mahkemelerinde
hüznümün anakarası
göğü pırıllaşmayan çölden adam
kuşsuz, çiçeksiz köyüm
anlamasan da olur artık vicdanımı
kuşsuz çiçeksiz kaldım nasılsa…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder